Murat Karayalçın'ın' Konuşma Notları

Murat Karayalçın'ın Konuşma Notları

YRGD Yönetim Kurulu Başkanı Murat Karayalçın, 2024 -2025 etkinlik döneminde yerel yönetimlere ilişkin dört konuyu Türkiye kamuoyunun dikkatine sunmuştur. Bunların konu başlıkları, toplantı yapılan yerler ve YRGD’nin toplantıları birlikte düzenlediği kurum ve kuruluşların adları aşağıda listelenmiştir:

 

2024-2025 etkinlik döneminde ayrıca; bu dört konudan birincisi olan “Vesayet Yetkisi / İdari ve Mali Özerklik“ konusu, 03.01.2025 tarihinde İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Mülkiyeliler Birliği İzmir Şubesi ile; “Konut Hakkı“ konusu 14.04.2025 tarihinde Bornova Belediyesi ve Bornova Kent Konseyi ile 07.05.2025 tarihinde de Yenişehir Belediyesi ile ayrıntılı bir biçimde ele alınmıştır. Toplamda 7 adet olan bu toplantıların tümü “Yerel Reform Buluşmaları“ adıyla düzenlenmiştir. Yerel Reform Buluşmaları adını taşıyan toplantıların tümü aynı formatla yapılmıştır. Buna göre, ev sahiplerinin açış konuşmalarından sonra Murat Karayalçın konuya ilişkin bir çerçeve konuşması yapmış, sonra konunun uzmanlarının bir değerlendirme oturumu yapılmış, ardından Prof. Dr. Ruşen Keleş tarafından önerilerin ve tartışmaların genel bir değerlendirmesi izleyicilere sunulmuş, en sonunda da soru-yanıt bölümüne geçilmiştir. Yerel Reform Buluşmalarının tümü kayıt altına alınmış ve daha sonra çözülmüştür.

YRGD yönetim kurulu başkanı Murat Karayalçın’ın çerçeve konuşmalarında verdiği bilgiler, yaptığı saptamalar ve seslendirdiği öneriler, aşağıda konu başlıkları itibarıyla sunulmaktadır:

Merkezi İdare ve Yerel Yönetimler Yetki Paylaşımında: İdari ve Mali Özerklik

30.11.2024 tarihinde İstanbul’da İstanbul Planlama Ajansı iş birliğinde düzenlenmiştir.
 
  • Özerklik yerel yönetimlerin temelidir. Özerklik yoksa yerel yönetimler de yoktur.
  • Söz konusu özerklik, 5393 sayılı Belediye Yasasının 3. maddesinde getirilen idari ve mali özerkliktir. Üniter devlet niteliğini taşıyan Türkiye Cumhuriyeti Devletinde siyasi özerklik olamaz, olmamalıdır.
  • Merkezi yönetimin “vesayet yetkisi” ve yetkinin kullanılış biçimi, yerel yönetim seçimlerinde seçmen tercihleri için bir tehdit, yerel yönetimlerin demokratik işleyişleri için de bir engelleme aracı haline gelmiştir. Kayyum atamaları yoluyla, yönetimin hem idari hem de siyasi tercihleri, yurttaşların hemşeri kimlikleri ile yerel seçimlerde ortaya koydukları siyasi tercihlerini ikame etmektedir.
  • Vesayet yetkisinin kullanım sıklığı gittikçe artmakta; merkezi yönetim, yine gittikçe artan ölçülerde, vesayet yetkisini denetim yaparak değil, raylı sistemlerde, kentsel dönüşüm projelerinde görüldüğü gibi, yerel yönetimleri ikame ederek kullanmaktadır.
  • Anayasanın 127. maddesinde vesayet yetkisinin kullanılmasına gerekçe olarak gösterilen, “yerel hizmetlerin idarenin bütünlüğü ilkesine uygun olarak yürütülmesi, kamu görevlerinde birliğin sağlanması, toplum yararının korunması ve yerel ihtiyaçların gereği gibi karşılanması” hususları, merkezi yönetimin bir çalışanı tarafından değil, bağımsız yargı organları tarafından karara bağlanmalıdır.

Konut Hakkı ve Belediyelerin Sürdürülebilir Konut Politikaları

08.02.2025 tarihinde Bursa’da Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Kent Konseyi iş birliğinde düzenlenmiştir.
 
  • 1982 Anayasası 57. maddesinin başlığında konut hakkını getirmiş, öylelikle devlete, yurttaşların konut gereksinmelerini karşılama görevi vermiştir. Konut hakkı bir “pozitif statü hakkıdır” ve buradan yurttaşların konut talep etme hakkı doğmaktadır.
  • Devletin, konut piyasasındaki uygulayıcı kuruluşu olan TOKİ’nin, dar gelirli yurttaşlar için yaptığı sosyal konut miktarı son derecede sınırlıdır.
  • Konut piyasası çarpık ve dardır. Çünkü piyasada hemen yalnızca varlıklı kesim için konut üretilmektedir. Dar gelirli kesim konut piyasasına girememektedir.
  • Türkiye bir barınma krizi yaşamaktadır. Gerekli önlemler alınmazsa, barınma krizi bir toplumsal krize dönüşebilecektir.
  • Çözüm, başta Marmara ve Ege bölgelerindeki anakentler olmak üzere, yeni Batıkentlerin yapımıdır.
  • Bu bağlamda büyük kent parçalarının kamulaştırılması, planlanması, orada yapılacak konutlar için talep örgütlenmesinin sağlanması, finansman ve yapım için merkezi yönetimin, belediyelerin, konut sahibi olacak dar gelirli yurttaşların örgütlerinin ve özel sektörün bir seferberlik içine girmeleri sağlanmalıdır.
  • Söz konusu yeni kent parçalarının yapımının tasarımında ve uygulanmasında, proje demokrasisi anlayışı çerçevesinde kamu-halk iş birliği sağlanmalıdır.

Yerel Seçimlerin 1. Yılında Belediyeler

21.04.2025 tarihinde Ankara’da Ankara Büyükşehir Belediyesi ve Ankara Kent Konseyi iş birliğinde düzenlenmiştir.
 
  • Türkiye’de ilk belediye 1855 yılında İstanbul’da, Beyoğlu’nda kuruldu. Aradan 170 yıl geçtikten sonra Türkiye belediyeciliği 2025 yılında bir kara yıl yaşamaktadır. 31 Mart 2024 tarihinden bu yana, üçü büyükşehir, üçü de il belediye başkanı olmak üzere 18 belediye başkanı tutuklanarak görevlerinden alınmıştır. Böyle bir olay belediyecilik tarihinde ilk kez yaşanmaktadır. İşin ilginç yanı, İstanbul ve Beyoğlu belediye başları da tutuklular arasındadır.
  • Böyle bir ortamda, YRGD başkanı olarak, belediyelerimizin bir yıllık başarımlarına ilişkin değerlendirme yapmayı kabul etmiyorum.
  • Ancak YRGD olarak gelecek yıl, 31 Mart 2026 günü, belediyelerimizin durumlarına ve başarımlarına ilişkin iki temel konuda açıklamada bulunacağımı ve YRGD’nin her yılın 31 Mart günü bunu tekrar edeceğimizi bildirmek isterim.
  • Birinci olarak 2025 yılının başından itibaren, yerel yönetimlerle ilgili olarak yaşanacak idari, mali, iktisadi, hukuki tüm gelişmeleri günlük olarak kaydedeceğimiz yerel yönetimler “vakanüvislik” çalışması hazırlıyoruz.
  • İkinci olarak da belediyelerimizin bir sektör olarak başarımlarını yıllık olarak ölçebileceğimiz “Belediyecilik Genel Endeksi” geliştiriyoruz.

Büyükşehir Belediyeciliğinin Geleceği

11.06.2025 tarihinde Eskişehir’de Eskişehir Büyükşehir Belediyesi ve Eskişehir Kent Konseyi iş birliğinde düzenlenmiştir.
 
  • 1984 yılında uygulamaya giren büyükşehir belediyeciliği sistemi, büyükşehir belediyeleri ile büyükşehir belediyelerinin kurulduğu ildeki tüm ilçe belediyelerinden oluşan bir idari optimizasyon modelidir. Bir yandan o ilin bütününü kapsayan planlama çalışmalarının ve büyük altyapı yatırımlarının yapılmasını, ilçelere göre bölünmesi durumunda verimli olmayacak hizmetlerin üretilmesini ve imar uygulamalarının denetlenmesini üstlenen büyükşehir belediyesi; öte yanda daha küçük ölçekli yatırımlardan, ilçeye özgü hizmet sunumundan, daha küçük ölçekli yatırımlardan, kent işletmeciliğinden ve katılımcılıktan sorumlu ilçe (ya da metropol) belediyeleri. Bu ikili yapının eşgüdüm içinde işletilmesi büyükşehir belediye başkanının sorumluluğundadır.
  • 2012 yılında kabul edilen ve 2014 yılında tümüyle uygulanmaya başlanan 6360 sayılı yasa ile Türkiye’nin otuz ilinde kurulan büyükşehir belediyeleri, yalnızca o ilin kentlerinde değil, kırsal alanları da kapsayarak, ilin tümünde ve yalnızca geleneksel kentsel hizmetlerde değil, tüm sektörlerde, tüm dallarda hizmet üretmek durumundadır. Bu, Türkiye belediyeciliğinde çok köklü bir değişiklik anlamına gelmektedir. Bu düzenlemeyle, idari ve mali özerkliği tam anlamıyla sağlanabilen ve gerekli parasal olanakları olan büyükşehir belediyeleri, bu yeni görevleri ile üniter devletin gücüne, kapsayıcılığına ve başarımına ileri düzeyde katkı yapabilecektir.
  • Ancak bu yeni görevlendirmeye karşın ve o çerçevede büyükşehir belediyelerinin 30 ildeki görev alanlarının, 2014’teki 4 milyon hektardan, 40 milyon hektara çıkmasına karşın, gelirlerde bir artış olmamıştır.